aşağıdan

listen to the pronunciation of aşağıdan
التركية - الإنجليزية
from below
beneath
below

You are from below; I am from above. You are of this world; I am not of this world. - Siz aşağıdansınız; Ben yukarıdanım. Siz bu dünyadansınız; Ben bu dünyadan değilim.

aşağı
below

The reason why we cannot support his view will be given below. - Onun görüşünü destekleyememizin nedeni aşağıda verilecektir.

If you have a time, could you translate some sentences below, please? - Aşağıdaki cümleleri çevirebilir misiniz, lütfen?

aşağı
down

The cat on the tree came down to me. - Ağaçtaki kedi bana doğru aşağıya geldi.

We were afraid that we might be hit by a bullet, so we ran downstairs. - Biz bir mermi tarafından vurulabileceğimizden korkuyorduk, bu yüzden aşağıya koştuk.

aşağıdan almak
to ingratiate oneself, adopt a humble attitude
aşağıdan almak
to sing small, to climb down
aşağıdan vurarak
underarm
aşağıdan vurulan
underhand
aşağıdan vurulan
performed with the arm below the height of the shoulder and the palm of the hand facing forward
aşağı
inferior

There is no reason for you to feel inferior to anyone. - Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.

The bad thing about inferiority complexes is that the wrong people have them. - Aşağılık kompleksleri hakkında kötü şey onlara yanlış insanların sahip olması.

aşağı
minus
aşağı
lowly
aşağı
lower

Hanover is the capital of Lower Saxony. - Hannover Aşağı Saksonya'nın başkentidir.

The actual price was lower than I had thought. - Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.

aşağı
hedge
aşağı
inferior to

There is no reason for you to feel inferior to anyone. - Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.

aşağı
de
aşağı
second
aşağı
bottom

Tom found the wallet he thought he'd lost after searching the house from top to bottom. - Evi baştan aşağı aradıktan sonra Tom, kaybettiğini düşündüğü cüzdanı buldu.

They are examining him from top to bottom. - Onlar onu yukarıdan aşağıya muayene ediyorlar.

aşağı
less

This book costs more or less 20 euros. - Bu kitap aşağı yukarı 20 avroya mâl oldu.

Tom and Mary are more or less the same weight. - Tom ve Mary aşağı yukarı aynı ağırlıktalar.

aşağı
(Bilgisayar) move down

We saw the parade move down the street. - Geçit töreninin caddeden aşağıya doğru ilerlediğini gördük.

aşağı
de-
aşağı
nether
aşağı
down of
aşağı
down on

Tom started bouncing up and down on the bed. - Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.

The children started bouncing up and down on the couch. - Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.

aşağı
down, downstairs
aşağı
poor in quality, inferior; low in value
aşağı
commonplace, common
aşağı
the lower part, bottom
aşağı
sub

You can watch movies with English subtitles using this link. - Aşağıdaki linkten, filmleri İngilizce altyazılı olarak izleyebilirsiniz.

The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing. - Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.

aşağı
hypo
aşağı
lower, down, inferior; common, mean; less; the lower part, bottom; down, below
aşağı
infra
aşağı
the one below
aşağı
under

There was a watermill under the dam. - Barajın aşağısında bir su değirmeni vardı.

He can't be under thirty. - O otuzdan aşağı olamaz.

aşağı
downward
aşağı
downstairs

She came downstairs with a letter in her hand. - Elinde bir mektupla merdivenlerden aşağı indi.

Jimmy, breakfast is ready. Come downstairs. - Jimmy, kahvaltı hazır. Aşağıya gel.

التركية - التركية
aşağıdan
المفضلات