Bill hates that his father smokes heavily.
- Bill, babasının aşırı derecede sigara içmesinden nefret ediyor.
Tom is breathing heavily.
- Tom aşırı derecede nefes alıyor.
Mary is extremely attractive.
- Mary aşırı derecede çekici.
Tom is extremely persuasive.
- Tom aşırı derecede ikna edicidir.
That's an overly optimistic view.
- Bu aşırı derecede iyimser bir bakış.
I'm not overly concerned about that.
- Ben o konuda aşırı derecede endişeli değilim.
Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.
- Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.
Ann is exceedingly fond of chocolate.
- Ann aşırı derecede çikolataya düşkün.
The weather is unusually cold.
- Hava aşırı derecede soğuk.
The hotels here are kept unusually clean.
- Buradaki oteller aşırı derecede temiz tutulur.
I enjoyed myself enormously, believe me.
- Aşırı derecede eğlendim, inan bana.
This is extremely hard for him.
- Bu onun için aşırı derecede zordur.
Mary is extremely attractive.
- Mary aşırı derecede çekici.