The problem is not insurmountable.
- Sorun aşılmaz değildir.
No problem is insurmountable.
- Hiçbir sorun aşılmaz değildir.
The theory of evolution surpasses the scope of my imagination.
- Evrim teorisi benim hayal kapsamını aşar.
With that performance, you have surpassed yourself. Congratulations!
- O performansla, kendini aştın. Tebrikler!
Exporting is a commercial activity which transcends borders.
- İhracaat sınırları aşan ticari bir etkinliktir.
To be human we must transcend our animal nature.
- İnsan olarak hayvan doğamızı aşmalıyız.
She is exceedingly sensitive to the cold.
- O, soğuğa aşırı duyarlıdır.
The wonderful performance of this actress exceeded all expectations.
- Bu aktrisin muhteşem performansı tüm beklentileri aştı.