There is wax on the carpet.
- Halının üstünde ağda var.
Mary's best friend got a Brazilian bikini wax.
- Mary'nin en yakın arkadaşı bir Brezilya bikini ağdası aldı.
The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.
- Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.
There may be thieves, fakers, perverts or killers in social networks. For your security, you shouldn't believe them.
- Sosyal ağlarda hırsızlar, sahteciler, sapıklar veya katiller olabilir. Güvenliğiniz için, onlara inanmamalısınız.
You mustn't swallow unreliable information that's on the Web.
- İnternet ağındaki güvenilmez bilgilere inanmamalısın.
I like social networking web sites.
- Sosyal ağ sitelerini severim.
Social networking sites are dangerous for people under 13.
- Sosyal ağ siteleri, 13 yaşından küçük insanlar için tehlikelidir.
Hackers find new ways of infiltrating private or public networks.
- Hackerlar, özel ya da kamuya açık ağlara gizlice girmek için yeni yollar arıyorlar.
The bite of this spider causes intense pain.
- Bu örümceğin ısırması şiddetli ağrıya sebep olur.
Have you ever seen a spider spinning its web?
- Hiç ağını ören bir örümcek gördün mü?
Tom is gritting his teeth in obvious pain.
- Tom ağrıyan dişlerini gıcırdatıyor.
The tree's root system stretches over thirty meters.
- Ağacın kök sistemi otuz metre boyunca uzanır.
Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan.
- Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.
There is a big cobweb in the corner.
- Köşede büyük bir örümcek ağı var.
Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through.
- Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.