ağaçlar

listen to the pronunciation of ağaçlar
التركية - الإنجليزية
trees

The cherry trees are in full blossom. - Kiraz ağaçları tamamen çiçeklenmişler.

The leaves of the trees turn yellow in fall. - Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.

Cast parts affixed to mold stem prior to cutting off and polishing
are a special kind of directed graph, in which there is a special vertex, called the root, and which has in-degree 0, and every other vertex has in-degree 1
woody plants greater than 7 meters tall, and usually with one main trunk
plural of tree
ağaç
tree

Are you going to cut down all the trees here? - Buradaki tüm ağaçları kesecek misin?

All the leaves on the tree turned yellow. - Ağaçtaki tüm yapraklar sarardı.

ağaç
{s} arboreal
ağaç
timber
ağaç
timbered
ağaç
pertaining to trees; living in trees
ağaç
wood

They say that the wood is haunted. - O ağaçlığın perili olduğunu söylüyorlar.

This table is made out of wood. - Bu masa ağaçtan yapılmıştır.

ağaç
arbor
ağaç
pawpaw
ağaç
gallowstree
Ağaç
of wood
ağaç
tree of
ağaç
post; pole
ağaç
wooden

Most Shakuhachi are made from bamboo, but recently some wooden ones have appeared. - Japon flütleri çoğunlukla bambu kamışından yapılır, fakat son zamanlarda bazı ağaç olanları ortaya çıkmıştır.

ağaç
tree; wood, timber wooden; timbered; arboreal
ağaç
wood, timber
ağaç
tree-like
ağaç
burl
devrik ağaçlar
(Tarım) throwing in the ground
kozalaklı ağaçlar
softwood
kurumuş ağaçlar
dead wood
tahtası yumuşak ağaçlar
softwood
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) ARİN
(Osmanlı Dönemi) eşcar
Ağaç
(Osmanlı Dönemi) HEYŞUR
Ağaç
(Osmanlı Dönemi) SEHMA'
Ağaç
(Osmanlı Dönemi) HEYŞER
Ağaç
(Osmanlı Dönemi) KİRDAR
Ağaç
(Osmanlı Dönemi) ZABYAN
ağaç
Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan
ağaç
Direk
ağaç
Gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki
ağaç
Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki
ağaç
(Osmanlı Dönemi) şecere
ağaçlar
المفضلات