She thinks of everything in terms of money.
- O, para açısından her şeyi düşünüyor.
He tends to think of everything in terms of money.
- Para açısından her şeyi düşünmeye eğilimli.
The roof declines at a sharp angle.
- Çatı keskin bir açıyla eğimlidir.
We considered the problem from all angles.
- Sorunu tüm açılardan düşündük.
Let's approach this problem from a different aspect.
- Bu soruna farklı bir açıdan yaklaşalım.
There are other aspects.
- Diğer bakış açıları var.
They differ in many respects.
- Birçok açıdan farklılık gösterirler.
I've failed in every respect.
- Ben her açıdan başarısız oldum.
I share his political perspective.
- Onun siyasi bakış açısını onaylıyorum.
The sun is yellow. That depends on your perspective. I am of the opinion that yellowness is sunny.
- Güneş sarıdır. Bu sizin bakış açınıza bağlı. Ben sarılığın güneşli olduğu fikrindeyim.
I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant.
- Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm.
There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day.
- Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var.
I can understand your point of view.
- Bakış açınızı anlayabiliyorum.
Let's look at the problem from a different point of view.
- Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.
Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.
- Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.