açısı

التركية - الإنجليزية

تعريف açısı في التركية الإنجليزية القاموس.

angle of

açı

angle

We should approach this problem from different angles. - Bu soruna farklı açılardan yaklaşmalıyız.

We considered the problem from all angles. - Sorunu tüm açılardan düşündük.

açı

(Hukuk) aspect

There are other aspects. - Diğer bakış açıları var.

This is quite sound from a scientific aspect. - Bu, bilimsel açıdan son derece sağlam.

Culture plays a dynamic role in shaping an individual's character, attitude, and outlook on life. - Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.

He has a very materialistic outlook on life. - Onun hayata çok materyalist bir bakış açısı vardır.

bakış açısı

point of view

Try to see the problem from her point of view. - Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.

This is a valid point of view. - Bu geçerli bir bakış açısıdır.

The two neighbouring countries differ from each other in all respects. - İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.

I fall behind him in this respect. - Bu açıdan onun gerisine düştüm.

bakış açısı

viewpoint

From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined. - Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.

I am looking at the matter from a different viewpoint. - Ben bu konuya farklı bir bakış açısından bakıyorum.

(Otomotiv) advance angle

açı

(Havacılık) slope

açı

perspective

You've lost perspective. - Bakış açısını kaybettin.

You need to get a new perspective. - Yeni bir bakış açısı elde etmelisin.

gecikme açısı

delay angle

huzme açısı

(Elektrik, Elektronik,Teknik) beam angle

kenar açısı

(Mekanik) lip angle

(Mekanik) tool cutting edge inclination

(Jeoloji) bearing

(Askeri) azimuth angle

sıfır açısı

(Matematik) zero angle

temas açısı

angle of contact

yüz açısı

(Bilgisayar,Matematik) face angle

yıldız açısı

(Bilgisayar) azimuth

açı

camera angle

bakış açısı

Viewpoint, line of sight, line of vision, outlook, standpoint

dalım açısı

(Mühendislik) Angle of dip

dönme açısı

rotation angle

eğim açısı

(Mühendislik) Angle of dip

görme açısı

visual angle

adım açısı

angle of pitch, pitch angle

arayüzey açısı

interfacial angle

atış hattı istikamet açısı

(Askeri) azimuth of fire

avans açısı

angle of advance, angle of lead

ayar açısı

(Mekanik) tool cutter edge angle

ayar açısı

setting angle

ayrılma açısı

angle of departure, divergence angle

açı

angle;angle, point of view, standpoint bakım

açı

corner

There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day. - Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var.

I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant. - Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm.

Try to see the problem from her point of view. - Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.

This is a valid point of view. - Bu geçerli bir bakış açısıdır.

Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida. - Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.

bahar açısı