Tom may have to cancel the picnic.
- Tom pikniği iptal etmek zorunda kalabilir.
I'd like to cancel tomorrow's meeting.
- Yarınki toplantıyı iptal etmek istiyorum.
To our regret, we were obliged to call off the game, which we had been looking forward to.
- Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.
We had to call off the baseball game because of the rain.
- Beyzbol maçını yağmurdan dolayı iptal etmek zorundaydık.
We have to call off the meeting.
- Biz toplantıyı iptal etmek zorundayız.
We had to call off the game because of rain.
- Yağmurdan dolayı oyunu iptal etmek zorunda kaldık.
I don't want to abort the mission now.
- Şimdi görevi iptal etmek istemiyorum.