-i gösteren

listen to the pronunciation of -i gösteren
التركية - الإنجليزية

تعريف -i gösteren في التركية الإنجليزية القاموس.

-i gösteren
illustrative of
gösteren
indicative
yol gösteren levha
signpost
boy gösteren
emergent
iyelik gösteren
possessive
skolyoz gösteren
(Tıp) scoliotic
tepki gösteren
(Ticaret) reactionary
özen gösteren
solicitous
Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur
(Atasözü) It is easy to be wise after the event
aynı özellikleri gösteren
showing the same characteristics
ağacın yaşını gösteren halkalar
annual ring
cephe gösteren hedef
(Askeri) bow-on target
cesaret gösteren
braving
davetlilerin masadaki yerlerini gösteren kart
place card
denizcilik gösteren
seamanlike
derece gösteren
ordinal
direnç gösteren
resistive
dolaylı nesneyi gösteren
dative
dolaylı nesneyi gösteren
datival
elektriklenme ve derecesini gösteren alet
electroscope
gelişim gösteren kimse
developer
gemicilere yol gösteren işaret
sea mark
geçmişi gösteren sahne
flashback
giyimine özen gösteren kimse
dresser
grevcilere şiddet gösteren görevli
goon
gösteren kimse
demonstrator
heceleri gösteren işaretler tablosu
syllabary
kuzeyi gösteren cayro
(Askeri) north-seeking gyro
mağazada müşteriye yol gösteren görevli
shopwalker
neden gösteren
causative
nesneleri geometrik gösteren sanat
cubism
olduğundan güzel gösteren
flattering
prova gösteren hedef
(Askeri) bow-on target
resimle gösteren
exhibitant
resimle gösteren
exhibiter
sayı veya şahıs gösteren
finite
sebep gösteren
causal
sesleri gösteren
phonetic
sevgi gösteren
affectionate
soyundan farklı özellikler gösteren canlı
sport
sökülmüş hali gösteren çizim
exploded view
tarihi gösteren bir kol saati görebilir miyim
May I see a wristwatch that shows the date
tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
(Atasözü) People are always most eager to offer you advice when it's too late
tepki gösteren
reactive
uçağın yerini gösteren lâmba
sidelight
vücut içini gösteren alet
endoscope
yapmacık samimiyet gösteren
unctuous
yazıyı algılamada bozuklukla kendini gösteren hastalık
dyslexia
yaşının gerisinde gelişme gösteren kimse
late developer
yol gösteren
guiding
yol gösteren
governing
yol gösteren
polar
yol gösteren sinyal
beacon
üstünlük derecesini gösteren
comparative
ıngiliz hükümetinin mallarını gösteren ok işareti
broad arrow
şekilleri yamuk yumuk gösteren ayna
distorting mirror
التركية - التركية

تعريف -i gösteren في التركية التركية القاموس.

gösteren
Gösterilenle birleşerek göstergeyi oluşturan ses veya sesler bütünü
-i gösteren
المفضلات