-e kararlı

listen to the pronunciation of -e kararlı
التركية - الإنجليزية

تعريف -e kararlı في التركية الإنجليزية القاموس.

-e kararlı
bent on
kararlı
decisive

I'm not decisive enough. - Yeterince kararlı değilim.

Tom is decisive, isn't he? - Tom kararlı, değil mi?

kararlı
stable

Tom isn't a stable person. - Tom kararlı bir kişi değil.

The government of that country is now stable. - O ülkenin hükümeti atık kararlı.

kararlı
decided

He was quite decided in his determination. - O, niyetinde oldukça kararlıydı.

Tom's height gave him a decided advantage in the game. - Tom'un boyu ona oyunda kararlı bir avantaj verdi.

kararlı
determined

He was determined to finish the work at any cost. - O, ne pahasına olursa olsun işi bitirmeye kararlıydı.

Even if it takes me ten years, I am determined to accomplish the job. - On yılımı alsa bile, işi başarmaya kararlıyım.

kararlı
dogged
kararlı
strong-willed
kararlı olmak
insist
kararlı
resolute

I think I'm resolute. - Kararlı olduğumu düşünüyorum.

You mustn't sell Green Gables, said Anne resolutely. - Anne kararlı bir şekilde Green Gables'ı satmamalısın dedi.

kararlı bir şekilde
firmly

I shall never forgive Gilbert Blythe, said Anne firmly. - Anne kararlı bir şekilde Gilbert Blythe'ı asla affetmeyeceğim dedi.

iki kararlı
bistable
kararlı
determined, resolute, decided, earnest; stable, constant, fixed, stationary
kararlı
firm

I shall never forgive Gilbert Blythe, said Anne firmly. - Anne kararlı bir şekilde Gilbert Blythe'ı asla affetmeyeceğim dedi.

kararlı
strong minded
kararlı
hard core
kararlı
uniform, unvarying
kararlı
resolved
kararlı
bent
kararlı
determined, resolute
kararlı
inflexible
kararlı
single-eyed
kararlı
set
kararlı
settled
kararlı
high pressure
kararlı
professional
kararlı
intent
kararlı
immovable
kararlı
single-hearted
kararlı
flat footed
kararlı akış
steady flow
kararlı bir şekilde
distinctly
kararlı bir şekilde
determinedly
kararlı dalga
standing wave
kararlı dalga phys
standing wave, stationary wave
kararlı denge phys
stable equilibrium
kararlı durum
stable state
kararlı hal
steady state
kararlı hal
stable state, steady state
kararlı kişilik
decision of character
kararlı olarak
(Hukuk) resolving to
kararlı olmak
be decisive of
kararlı olmak
to be determined to
kararlı olmak
(Hukuk) determined
koşulsuz kararlı
unconditionally stable
son derece kararlı olmak
be adamant on
ısıl kararlı
(Gıda) thermostable
التركية - التركية

تعريف -e kararlı في التركية التركية القاموس.

kararlı
Düzenli, dengeli, ölçülü, istikrarlı
kararlı
Kararında direnen, kararını değiştirmeyen, kesin karar vermiş olan
kararlı
Kararında direnen, kararını değiştirmeyen, kesin karar vermiş olan: "Eskiden çok kararlı iken şimdi gevşemiş gibi idi."- M. Ş. Esendal
kararlı dalga
bakınız: duraklı dalga
kararlı denge
Bir güç etkisiyle hareket ettikten sonra gene aynı duruma gelen cisimlerin konumunu anlatır
-e kararlı
المفضلات