-e harcamak

listen to the pronunciation of -e harcamak
التركية - الإنجليزية

تعريف -e harcamak في التركية الإنجليزية القاموس.

-e harcamak
spend on
harcamak
spend

Tom doesn't want to spend more than $300 for a used motorcycle. - Tom kullanılmış bir motorsiklet için 300 dolardan daha fazla harcamak istemiyor.

People had more money to spend on new goods. - İnsanların yeni mallara harcamak için daha fazla parası vardı.

içkiye harcamak
drink
boşa harcamak
waste

Tom didn't want to waste any more time calculating how much time had been wasted. - Tom ne kadar zamanın boşa harcandığını hesaplamada daha fazla zamanı boşa harcamak istemedi.

Tom didn't waste time responding. - Tom tepki vererek zamanı boşa harcamak istemedi.

harcamak
to spend, to expenditure, to expend, to lay sth out; to blow, to waste; to use, to use up; to sacrifice; to kill; to victimize
boşa harcamak
scatter
boşa harcamak
dissipate
emek harcamak
endeavour
efor harcamak
to expend energy (in pursuit of a specified end)
efor harcamak
expend energy
emek harcamak
labor
emek harcamak
labour
harcamak
pay out
harcamak
lay
harcamak
(deyim) idle away
harcamak
use

Tom doesn't want to spend more than $300 for a used motorcycle. - Tom kullanılmış bir motorsiklet için 300 dolardan daha fazla harcamak istemiyor.

It's too bad people use computers to waste time. - İnsanların zaman harcamak için bilgisayarları kullanmaları çok kötü.

harcamak
sacrifice
harcamak
blow

I don't want to blow it. - Bunu harcamak istemiyorum.

harcamak
trifle
harcamak
chuck away on
harcamak
dispend
harcamak
kill
harcamak
get through
harcamak
fool away
harcamak
victimize
harcamak
go through
harcamak
disburse
harcamak (para)
disburse
harcamak (parayı)
go through
gereksiz yere harcamak
unnecessary to spend
güç harcamak
put effort into itexert oneself
yakıt harcamak
to consume fuel
çaba harcamak
Endeavor, endeavour (British); labor, labour (British), push, rustle
aptalca harcamak
fool away
avuçla para harcamak
shovel up money
boşa harcamak
fling away
boşa harcamak
squander
boşa harcamak
misapply
boşa harcamak
throw away
boşa harcamak
to dissipate, to misspend, to fritter sth away (on sth)
boşa harcamak
squander away
boşa harcamak
chuck away
boşa harcamak
idle
boşa harcamak
pass away
boşa harcamak
idle away
boşa harcamak
fritter away
boşa harcamak
misspend
boşa harcamak
frivol away
boşa harcamak
cast away
boşa harcamak
lavish
boşa harcamak
trifle away
boşa harcamak
footle
boşa harcamak
fritter
boşuna harcamak
to waste
emek harcamak
to labour, to labor
emek harcamak
to put in work
fazla para harcamak
overspend

When you travel abroad, you feel very expansive, and it's easy to overspend in a mood like that. - Yurt dışına seyahat ettiğinde çok geniş hissedersin. Böyle bir ruh hali içinde fazla para harcamak kolaydır.

harcamak
exert
harcamak
to spend, expend
harcamak
consume
harcamak
expend
harcamak
use up
harcamak
(çaba vb.) put out
harcamak
employ
harcamak
lay out
harcamak
spin out
harcamak
dally away
harcamak
(Hukuk) to spend

Tom doesn't want to spend more than $300 for a used motorcycle. - Tom kullanılmış bir motorsiklet için 300 dolardan daha fazla harcamak istemiyor.

People had more money to spend on new goods. - İnsanların yeni mallara harcamak için daha fazla parası vardı.

harcamak
slang to kill, do (someone) in
harcamak
waste

I don't want to waste time talking to Tom. - Tom'la konuşarak vakit harcamak istemiyorum.

I didn't want to waste it. - Onu harcamak istemedim.

harcamak
to expend, use up
harcamak
(çaba) put forth
harcamak
to bring ruin or harm to (someone) (in order to advance one's own interests), expend
harcamak
swallow up
hesapsızca harcamak
prodigalize
idareli harcamak
to economize
idareli harcamak
save
içkiye harcamak
drink away
kendini harcamak
burn oneself out
kendini harcamak
spread oneself
kötü harcamak
misspend
para harcamak
put one's hand in one's pocket
para harcamak
to spend money
parasını idareli harcamak
hold the purse strings
su gibi para harcamak
to spend money like water
uğrunda harcamak
to sacrifice
vakit harcamak
fiddle-faddle
vaktini boşa harcamak
fiddle
vaktini boşa harcamak
fiddle around
vaktini boşa harcamak
fiddle about
zaman harcamak
fiddle away
çaba harcamak
endeavor
çaba harcamak
endeavour [Brit.]
çaba harcamak
labor
çaba harcamak
rustle
çaba harcamak
labour [Brit.]
çaba harcamak
push
çok harcamak
go the pace
çok harcamak
lash out on
çok harcamak
slather
çok harcamak
lavish
çok para harcamak
shovel up money
çılgınca para harcamak
go on a buying spree
çılgınca para harcamak
go on a shopping spree
çılgınca para harcamak
go on a spending spree
التركية - التركية

تعريف -e harcamak في التركية التركية القاموس.

harcamak
Bir iş görmek veya bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek: "İki maaşımı hastalığına harcadığım talebe, sonbaharla beraber ölmüştü."- S. F. Abasıyanık
harcamak
Yok olmasına, ölmesine sebep olmak
harcamak
Birinin değer ve onurunu kırıcı bir durum yaratmak
harcamak
Bir iş görmek veya bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek
harcamak
Manevi yönden kötü duruma düşürmek, feda etmek
harcamak
Bir şey yapmak için kullanmak, tüketmek
-e harcamak
المفضلات