-e genişletmek

listen to the pronunciation of -e genişletmek
التركية - الإنجليزية

تعريف -e genişletmek في التركية الإنجليزية القاموس.

-e genişletmek
extend to
genişletmek
enlarge
genişletmek
extend

She wants to extend the no-smoking area. - O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.

The city wants to extend the road. - Şehir yolu genişletmek istiyor.

genişletmek
expand

In this way, the students of the university have the opportunity to expand their horizons. - Bu şekilde, üniversite öğrencilerinin ufkunu genişletmek için fırsatları var.

There's no room to expand. - Genişletmek için yer yok.

genişletmek
widen
genişletmek
broaden
konuyu genişletmek
Expand the topics
ufkunu genişletmek
(deyim) Broaden one´s horizon
deliği genişletmek
ream
deliği genişletmek
rebore
dışa doğru genişletmek
splay
faaliyet alanını genişletmek
(Hukuk) broaden the scope
genişletmek
lit. to expatiate upon, amplify on, expand on/upon, enlarge on
genişletmek
to dilate, make (something) dilatate
genişletmek
dilate
genişletmek
widen , expand , extend
genişletmek
to widen, broaden, make (something) spread out
genişletmek
to widen, to broaden, to enlarge, to dilate; to expand, to extend; (giysi) to let out
genişletmek
let out
genişletmek
amplify
genişletmek
to make (something) spacious, extend, expand
işi genişletmek
to branch out (into sth)
ufukunu genişletmek
to broaden one's horizon
çukuru genişletmek
ream
التركية - التركية

تعريف -e genişletmek في التركية التركية القاموس.

genişletmek
Geniş duruma getirmek
genişletmek
Geniş duruma getirmek: "Türkler fetihten sonra İstanbul'u, eskisine nispetle çok genişlettiler."- Y. K. Beyatlı
-e genişletmek
المفضلات