I have to take these books back to the library.
- Bu kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.
The man went out of his way to take me to the station.
- Adam beni istasyona götürmek için zahmet etti.
I had to carry Tom upstairs.
- Tom'u üst kata götürmek zorunda kaldım.
I had to carry Tom to bed.
- Tom'u yatağa götürmek zorunda kaldım.
I'll have to take Tom with me.
- Tom'u benimle götürmek zorunda kalacağım.
Where did you want to take Tom?
- Tom'u nereye götürmek istedin?
I'd be more than happy to drive you home.
- Seni eve götürmekten mutlu olurum.
You have to drive us home.
- Bizi eve götürmek zorundasın.
I want to get you someplace where I know you'll be safe.
- Seni güvende olacağın bir yere götürmek istiyorum.
We've got to get her to bed.
- Onu yatağa götürmek zorundayız.
We've got to get them to bed.
- Onları yatağa götürmek zorundayız.
See if you can find an usher to take this gentleman to his seat.
- Bu beyefendiyi koltuğuna götürmek için bir teşrifatçı bulabilip bulamayacağına bak.
We've got to get Tom back home.
- Tom'u eve geri götürmek zorundayız.
I had to get Tom to school.
- Tom'u okula götürmek zorunda kaldım.