He left Africa forever.
- O, sonsuza dek Afrika'yı terk etti.
That secret can't be kept forever.
- O sır sonsuza dek saklanamaz.
We have to stay here until Tom gets back.
- Tom geri dönene dek burada kalmak zorundayız.
They walked along the road together until they reached the village, but then their paths diverged.
- köye ulaşıncaya dek beraber yuruduler fakat sonra yolları ayrıldı
Hurry up! You should be ready by now.
- Çabuk ol! Şimdiye dek hazır olman gerekir.
It was such a hot night that I could not sleep till midnight.
- O kadar sıcak bir geceydi ki gece yarısına dek uyuyamadım.
Wait till I count to ten.
- Ben ona kadar sayıncaya dek bekleyin.
I will love you forever and ever.
- Sizi sonsuza dek seveceğim.
Sami's life was for ever changed.
- Sami'nin hayatı sonsuza dek değişti.
Sami changed Layla's life for ever.
- Sami, Leyla'nın hayatını sonsuza dek değiştirdi.
I've had a great life so far.
- Şimdiye dek harika bir hayat yaşadım.
Tom hasn't yet been to Boston.
- Tom şimdiye dek Boston'a gitmedi.
Have you done that yet?
- Onu şimdiye dek yaptın mı?