I want to know where you are now.
- Şu an nerede olduğunu bilmek istiyorum.
Knowing is nothing, imagination is everything.
- Bilmek bir şey değildir, hayal gücü her şeydir.
Knowing where the fire escape is in a hotel may save your life.
- Bir otelde yangın kaçışının nerede olduğunu bilmek hayatınızı kurtarabilir.
I'm not the only one interested in knowing where Tom was.
- Tom'un nerede olduğunu bilmekle ilgilenen tek kişi ben değilim.
What do you want to know about my job?
- İşim hakkında ne bilmek istiyorsun?
I want to know about Tom.
- Tom hakkında bilmek istiyorum.
I'd like to know how to send money to France.
- Fransa'ya nasıl para gönderileceğini bilmek istiyorum.
Do you really want to know how tough I am?
- Gerçekten ne kadar canı pek olduğumu bilmek ister misin?
Do you want to know my guess?
- Tahminimi bilmek ister misin?
Tom wants to know if you remember him.
- Tom onu hatırlayıp hatırlamadığını bilmek istiyor.
Tom wants to know if you remember Mary.
- Tom Mary'yi hatırlayıp hatırlamadığınızı bilmek istiyor.
I want to know who you're going out with tonight.
- Bu gece kiminle çıkacağını bilmek istiyorum.
I want to know if you can go fishing with us next weekend.
- Gelecek hafta sonu bizimle balık tutmaya gidebilip gidemeyeceğini bilmek istiyorum.
Knowing is not the same as understanding.
- Bilmek, anlamakla aynı değildir.