التركية - الإنجليزية
تعريف -e atılmak في التركية الإنجليزية القاموس.
- -e atılmak
- make a dart for
- atılmak
- dart
- atılmak
- plunge
- birden üstüne atılmak
- pounce at
- birden üstüne atılmak
- pounce on
- tehlikeye atılmak
- take chances
- okuldan atılmak
- Be expelled from school
- pabucu dama atılmak
- to seem less appealing
- tehlikeye atılmak
- to endanger
- ateşe atılmak
- to throw oneself into the fire
- atılmak
- launch out into
- atılmak
- walk the plank
- atılmak
- to begin, go into
- atılmak
- rush
- atılmak
- embark upon
- atılmak
- fling
- atılmak
- burst
- atılmak
- to be fired, be shot off
- atılmak
- leap
- atılmak
- stand out against
- atılmak
- embark
- atılmak
- rip into
- atılmak
- to be thrown
How many smoke bombs still have to be thrown until the government actually succeeds in covering up the scandal?
-Hükümet aslında skandalı örtbas etmede başarılı oluncaya kadar hâlâ kaç tane duman bombası atılmak zorunda?
- atılmak
- adventure
- atılmak
- hurl oneself
- atılmak
- dash
- atılmak
- (for cotton) to be fluffed
- atılmak
- stand out
- atılmak
- start in
- atılmak
- throw on
- atılmak
- make a dash
- atılmak
- shoot ahead
- atılmak
- fly
- atılmak
- to break into a conversation, speak up
- atılmak
- to be thrown; to be discarded; to be dismissed, to get the sack" " kovulmak; to rush, to dash; to attack" " saldırmak, hücum etmek; to break in on, to burst in upon; to begin, to go into girişmek, başlamak
- atılmak
- throw oneself into
- atılmak
- (Hukuk) launch
- atılmak
- take a step
- boyununa atılmak
- to embrace (someone), fall on (someone's) neck
- hayata atılmak
- to begin to work
- ileri atılmak
- to spring forward; to rush forward
- ileri atılmak
- to rush forward
- işten atılmak
- to get the push, to get the sack
- işten atılmak
- be fired
- kollarına atılmak
- throw oneself at smb
- kollarına atılmak
- fly into smb.'s arms
- maceraya atılmak
- 1. to embark on an adventure. 2. to find oneself embarked on an adventure
- meydana atılmak
- to come forward, to offer oneself
- meydana atılmak
- 1. to be brought up, be suggested, be broached. 2. to leap into action
- ortaya atılmak
- a) to come forward, to offer oneself b) to be put forward
- ortaya atılmak
- 1. to be suggested, be proposed, be thrown out for consideration. 2. to sally forth, go forth
- pabucu dama atılmak
- to fall into discredit
- pabucu dama atılmak
- lose favor
- pabuçları dama atılmak
- to lose favor, fall from popular esteem
- politikaya atılmak
- to go into politics
- siyasete atılmak
- enter politics
- siyasete atılmak
- go into politics
- söze atılmak
- to enter a conversation suddenly, suddenly to come forth with some remarks
- tehlikeye atılmak
- to court danger
- ticarete atılmak
- go into business
- üstüne atılmak
- hurl oneself on
- üstüne atılmak
- rush
- üstüne atılmak
- pitch into
- üstüne atılmak
- pounce
- üzerine atılmak
- dart at smb
- üzerine atılmak
- round on
- üzerine atılmak
- throw oneself at smb
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف -e atılmak في التركية التركية القاموس.
- atılmak
- Bir işe girişmek, başlamak: "Bu gençlerden bir kısmı Anadolu içlerinde, hatta Asya'da ne çetin sergüzeştlere atıldılar."- F. R. Atay
- atılmak
- Bir işe girişmek, başlamak
- atılmak
- Bir yerden, görevden veya işten uzaklaştırılmak
- atılmak
- Patlamak
- atılmak
- Saldırmak, hücum etmek
- atılmak
- Bir şeye doğru birden gitmek, birden bir davranışta bulunmak: "Küçük köpek ince sevinç çığlıkları çıkarıyor, zıplıyor, havlıyor, atılıyordu."- S. F. Abasıyanık
- atılmak
- Atma işine konu olmak
- atılmak
- Bir şeye doğru birden gitmek, birden bir davranışta bulunmak