-e aktarmak

listen to the pronunciation of -e aktarmak
التركية - الإنجليزية

تعريف -e aktarmak في التركية الإنجليزية القاموس.

-e aktarmak
transmit
aktarmak
transfer
aktarmak
change
aktarmak
quote
aktarmak
enroll
aktarmak
transpose
içeri aktarmak
import
aktarmak
translate
aktarmak
transplant
aktarmak
(Ticaret) to tranship
aktarmak
(Tıp) decant
aktarmak
get across
aktarmak
interchange
aktarmak
extract
aktarmak
convey
aktarmak
switch
aktarmak
relay
aktarmak
tranship
aktarmak
endorse
aktarmak
narrate
aktarmak
retile
aktarmak (kayıt)
post
telefon aktarmak
transfer one's call to someone
aktarmak
transmit

We have to transmit our culture to the next generation. - Biz gelecek nesillere kültürümüzü aktarmak zorundayız.

içe aktarmak
(Bilgisayar) Import: "Do you want this software to import settings from other browsers?"
aktarmak
to transfer; to transmit" " iletmek; to cite, to quote" " alıntılamak, iktibas etmek; to translate" " çevirmek; to narrate" " anlatmak; (çatı) to retile
aktarmak
sports to pass
aktarmak
(Hukuk) to transfer, to convey
aktarmak
adapt
aktarmak
cite
aktarmak
mus. to transpose
aktarmak
hand on; register
aktarmak
transfuse
aktarmak
to transfer (something, someone) from (one place) to (another); to move (something) from (one container) to (another)
aktarmak
med. to transplant
aktarmak
to plow (new ground)
aktarmak
to retile (a roof)
aktarmak (bir başka yere)
transpose to
başka gemiye aktarmak
transship
değişik kayıt sistemine aktarmak
transcribe
dışarı aktarmak
export
gelecek nesillere aktarmak
hand down the next generations
kan aktarmak
to give (someone) a blood transfusion
perdeye aktarmak
to make (a novel, story, play) into a motion picture
yanlış aktarmak
misquote
التركية - التركية

تعريف -e aktarmak في التركية التركية القاموس.

aktarmak
Alıntılamak: "Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız."- S. Birsel
aktarmak
Sürülmemiş tarlayı ilk ve ikinci kez sürmek
aktarmak
Bir kitaptan veya bir yazıdan bir bölümü almak, iktibas etmek
aktarmak
Bir kitabı, daha çok Kur'an'ı başından sonuna kadar okumak
aktarmak
Çatı kiremitlerini gözden geçirerek kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak
aktarmak
Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak
aktarmak
Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek
aktarmak
Bir dilden başka bir dile çevirmek, tercüme etmek
aktarmak
Toprağı alt üstüne gelecek biçimde iyice bellemek. İletmek, bildirmek: "Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır."- H. Taner
aktarmak
Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak
aktarmak
İletmek; bildirmek
aktarmak
Bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek
aktarmak
Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak. Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak
aktarmak
Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
-e aktarmak
المفضلات