-e açmak

listen to the pronunciation of -e açmak
التركية - الإنجليزية

تعريف -e açmak في التركية الإنجليزية القاموس.

-e açmak
open up
açmak
open

Tom caught Mary trying to steam open an envelope addressed to him. - Tom Mary'yi ona gönderilen bir zarfı açmak için buğulama yapmaya çalışırken yakaladı.

You'll need an Allen key to open it. - Onu açmak için bir allen anahtara ihtiyacın olacak.

dava açmak
sue

I don't want to sue her. - Ona dava açmak istemiyorum.

I don't want to sue them. - Onlara dava açmak istemiyorum.

çiçek açmak
blossom

The cherry trees are about to blossom. - Kiraz ağaçları çiçek açmak üzere

oturum açmak
(Bilgisayar) log on
dava açmak
prosecute
vidaya diş açmak
thread
pozisyon açmak
Create a position, open a position
Elektrikli alet açmak
turn on
açmak
to open; to uncover, to bare; to unpack; to unwind; to unroll; to unfold; to unlock, to unbar, to unlatch; (radyo, ışık vb.) to turn sth on, to switch sth on, to put sth on; (sesini) to turn up;(hamur) to roll out; (işyeri) to open sth up;(konu, tartışma
açmak
untie
açmak
unlock

Tom went to unlock the door, but found that it was already unlocked. - Tom kapıyı açmak için gitti fakat o zaten açıktı.

I want to unlock your secrets. - Ben senin sırlarının kilidini açmak istiyorum.

açmak
open up

Do you want to open up your own restaurant? - Kendi restoranını açmak ister misin?

açmak
turn on

The first thing Tom does every day when he gets home is turn on the TV. - Eve vardığında Tom'un her gün yaptığı ilk şey TV'yi açmaktır.

Don't you want to turn on the light? - Işığı açmak istemiyor musun?

dava açmak
litigate
dava açmak
call
delik açmak
slot
kanal açmak
ditching
kanat açmak
protect
manivela ile açmak
prize
paketini açmak
unwrap
telefon açmak
phone
yarık açmak
slot
Elektrikli alet açmak
switch on
Elektrikli alet açmak
put on
akreditif açmak
accredit
açmak (bavul)
open
açmak (delik)
prick
bahis açmak
bring up
bayrak açmak
unfurl
biraz açmak
half-open
birdenbire açmak
spring
dava açmak
(Kanun) maintain an action
dava açmak
(Kanun) take an action
dava açmak
bring a suit
dava açmak
claim against
dava açmak
(Kanun) suit
dava açmak
go law
dava açmak
file a lawsuit
dava açmak
(Kanun) bring a law suit
dava açmak
(Kanun) open an action
dava açmak
(Kanun) institute proceedings
dava açmak
open a case
dava açmak
(Kanun) bring an action
dava açmak
(Kanun) implead
dava açmak
(Kanun) file a suit against
dava açmak
(Kanun) file
dava açmak
bring a suit against
dava açmak
(Kanun) file a legal action
dava açmak
(Kanun) bring before the court
dava açmak
(Kanun) sue a law suit
dava açmak
(Kanun) open a law suit
dava açmak
bring a lawsuit
dava açmak
(Latin) causare
dava açmak
(Kanun) file a court case
dava açmak
(Kanun) convene
delik açmak
pierce
delik açmak
make a hole
delik açmak
empierce
delik açmak
burrow
delik açmak
trepan
delik açmak
perforate
delik açmak
bore a hole in
derin yara açmak
gash
dert açmak
cause trouble
dosya açmak
open a file
hamur açmak
roll out dough
kalem açmak
sharpen a pencil
kilidini açmak
unlock

I want to unlock your secrets. - Ben senin sırlarının kilidini açmak istiyorum.

kredi açmak
accredit
kuyu açmak
dig a well
kuyu açmak
dig a pit
lamba açmak
gouge
matkap ile delik açmak
drill
mendil açmak
beg
oluk açmak
chase
oluk açmak
gouge
oluk açmak
flute
oturum açmak
(Bilgisayar) log-in
oturum açmak
(Bilgisayar) sign-on
oturum açmak
(Bilgisayar) logon
oturum açmak
(Bilgisayar) login
oturum açmak
sign on
oyuk açmak
slot
paket açmak
open
parantez açmak
bracket
parantez açmak
digress
semsiye açmak
open
sergi açmak
hold an exhibition
sistemi açmak
(Askeri) log on
sivri bir şeyle açmak
pick
tarla açmak
clear-cut
telefon açmak
call
telefon açmak
telephone
telefon açmak
ring up
telefonu açmak
answer
telefonu açmak
pick up
yatak açmak
gain
yelken açmak
(Askeri) set sail for
yelken açmak
hoist sail
yelken açmak
hoist sails
yelken açmak
get under way
yolu açmak
(deyim) give way to
yuva açmak
gain
zorla açmak
break open
zorla yol açmak
(deyim) break into
çiçek açmak
(deyim) bring into blossom
çiçek açmak
bust out
çiçek açmak
be in flower
çiçek açmak
be in blossom
çiçek açmak
blossome
çiçek açmak
(deyim) bring into flower
açmak
clear
kilit açmak
unlock
çiçek açmak
bloom

These flowers are just about to bloom. - Bu çiçekler çiçek açmak üzereler.

kilidi açmak
unlock
arasını açmak
open call
açmak
clear away
gol perdesini açmak
open the scoring
gözlerini fal taşı gibi açmak
As your eyes move to turn fortunes
ihale açmak
put out to tender
kapağı açmak
lid off
konu açmak
Start a topic
yarı açmak
gash
çiçek açmak
Come into flower, bloom, blossom, flower, blow, effloresce
التركية - التركية

تعريف -e açmak في التركية التركية القاموس.

açmak
Düğümü, dolaşmış veya iliklenmiş bu durumdan kurtarmak
الإنجليزية - التركية

تعريف -e açmak في الإنجليزية التركية القاموس.

dava açmak
Sue, bring an action against, file a claim, take action, press a charge, enter an action, go to law, make a plea, present a case, litigate
-e açmak
المفضلات