Bu örümcek inanılmaz derecede agresif.
- This spider is incredibly aggressive.
O, iş dünyasında başarılı olmak için yeterince agresif değil.
- He is not aggressive enough to succeed in business.
Bana karşı saldırgan bir tavır takındı.
- He assumed an aggressive attitude toward me.
Tom son derece saldırgan.
- Tom is extremely aggressive.
Daha atılgan olmaya çalıştım.
- I tried to be more aggressive.
Girişken bir eylem planına ihtiyacımız var.
- We need an aggressive plan of action.
Biz sadece girişken olmak zorundayız.
- We just have to be aggressive.
an aggressive policy, war, person, nation.
... And we initiated the most aggressive -- what we call ...
... very aggressive energy policy, 31/2 million more jobs in this country. It's critical ...