Look at that mountain which is covered with snow.
- Karlarla örtülü şu dağa bak.
This is a post office and that is a bank.
- Bu bir postane, şu ise bir bankadır.
How do you like Texas so far?
- Şu ana kadar Texas'ı nasıl buldunuz?
How many computers have you had so far?
- Şu ana kadar kaç tane bilgisayarın oldu?
My uncle is staying in Hong Kong at present.
- Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
The present government has many problems.
- Şu andaki hükümetin çok sayıda problemleri var.
Tom isn't currently in prison.
- Tom şu anda hapishanede değil.
Tom isn't currently working anywhere.
- Tom şu anda herhangi bir yerde çalışmıyor.
I just bet you were thinking something perverse just now.
- Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim.
What I want now is not money, but time.
- Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.
Tom certainly has had more than one job offer by now.
- Tom şu ana kadar birden fazla iş teklifi aldı.
Tom is worried because he should have heard from Mary by now.
- Tom şu ana kadar Mary'den bir haber almış olması gerektiği için endişeli.
I have been lucky until now.
- Şu ana kadar şanslıydım.
For some reason the microphone wasn't working until now.
- Bazı nedenlerden dolayı mikrofon şu ana kadar çalışmıyordu.
Up to now, how many books do you think you've read?
- Şu ana kadar sence kaç kitap okumuşsundur?
Up to now I've never been abroad.
- Şu ana kadar hiç yurt dışında bulunmadım.
At present, consensus has yet to be reached.
- Şu anda, yine de görüş birliğine varılmalı.
I believe Elvis yet lives.
- Elvis'in şu anda yaşadığına inanıyorum.
Mother is very busy just now.
- Annem şu anda çok meşgul.
Tom isn't here just now.
- Tom şu anda burada değil.
I can't answer you here and now.
- Sana burada ve şu anda cevap veremem.
Tom is perfectly satisfied with his current salary.
- Tom şu anki aylığından tamamen memnun.
Tom suggested that Mary should resign from her current job and find another one.
- Tom Mary'nin şu anki işinden istifa etmesi ve yeni bir tane bulması gerektiğini önerdi.
Bill, did you take Spot for a walk yet?
- Bill, şu ana kadar Spot'u yürüyüşe çıkardın mı?
Have they found Tom yet?
- Şu ana kadar Tom'u buldular mı?
Nothing is ever right.
- Şu ana kadar hiçbir şey doğru değil.
Ever been to Muskogee?
- Şu ana kadar Muskogee'de bulundu mu?
I am presently working in the hotel kitchen.
- Ben şu anda otel mutfağında çalışıyorum.
It is an ancient midden, presently an archaeological treasury.
- Eski bir çöp yığını şu anda arkeolojik bir hazinedir.
My uncle is staying in Hong Kong at present.
- Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
I don't need money at present.
- Benim şu anda paraya ihtiyacım yok.
If it weren't for her help, I would not be alive now.
- Onun yardımı olmasa, şu an hayatta olmam.
Mt. Asama is now dormant.
- Asama yanardağı şu an hareketsiz.
Our prospects for victory are excellent at the moment.
- Zafer umutlarımız şu anda mükemmel.
He is on another phone at the moment.
- O şu anda başka bir telefonda.
They're having a break at the moment.
- Onlar şu anda bir mola veriyorlar.
Our prospects for victory are excellent at the moment.
- Zafer umutlarımız şu anda mükemmel.
We have recently discussed this problem.
- Şu sıralar bu problemi tartıştık.
I've been spending a lot of time studying for IT certifications recently.
- Şu sıralar BT sertifikasyonlarına çalışmaya çok vakit harcıyorum.
Everything is going well at present.
- Şu anda her şey iyi gidiyor.
My uncle is staying in Hong Kong at present.
- Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
Tom isn't content with his present salary.
- Tom şu anki maaşından memnun değil.
She is content with his present salary.
- O, şu anki maaşından memnun.