Sami liked to shock people.
- Sami insanları şok etmekten keyif alırdı.
In my country, there is a shocking amount of mathematical ignorance.
- Benim ülkemde, şok edici bir düzeyde matematiksel cehalet var.
Uncover the horrific truth of this shocking story.
- Bu şok edici hikayenin korkunç gerçeğini ortaya çıkarın.
It still blows my mind.
- Bu beni hâlâ şok ediyor.
The shock wave came and obliterated everything and everyone.
- Şok dalgası geldi ve her şeyi ve herkesi yok etti.