She showed me the snaps which she had taken during her journey.
- O bana yolculuğu sırasında çektiği şipşakları gösterdi.
I was just looking at your holiday snaps.
- Sadece tatil şipşaklarına bakıyordum.
This is a snapshot of my wife on the beach.
- Bu, karımın plajda bir şipşak resmidir.