şipşak

listen to the pronunciation of şipşak
التركية - الإنجليزية
An instantaneously taken photo
In an instant, in a flash
quickly
instantaneous
snap

She showed me the snaps which she had taken during her journey. - O bana yolculuğu sırasında çektiği şipşakları gösterdi.

I was just looking at your holiday snaps. - Sadece tatil şipşaklarına bakıyordum.

be, immediately, in a flash
quickie
quick
(Bilgisayar) snapshot

This is a snapshot of my wife on the beach. - Bu, karımın plajda bir şipşak resmidir.

immediately
şipşak fotoğraf
snapshot
şipşak fotoğraf
snap
şipşak fotoğraf çekmek
snap
şipşak fotoğrafını çekmek
snapshot
şipşak resim
snap, snapshot
التركية - التركية
Birden, çabucak, hemencecik, derhâl: "Eğer siz bana haftada iki defa gelseniz, ikinci hafta şipşak kim olduğunuzu söylerim."- B. Felek
Birden, çabucak, hemencecik, derhâl
şipşak
المفضلات