I'm at the airport now.
- Şimdi havaalanındayım.
Shall we start the meeting now?
- Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
Tom is Mary's current boyfriend.
- Tom Mary'nin şimdiki erkek arkadaşıdır.
Our current house is too small, so we decided to move.
- Şimdiki evimiz çok küçük, bu yüzden taşınmaya karar verdi.
We are groping for a way out of the present situation.
- Şimdiki durumdan bir çıkış yolu arıyoruz.
I am going to leave my present job.
- Şimdiki işimi bırakacağım.
I have not heard a word from him as yet.
- Şimdiye kadar ondan bir kelime duymadım.
As yet, I have not completed the sweater.
- Şimdiye kadar hiçbir kazağı bitirmedim.
Can you see where Tom is now?
- Şimdi Tom'un nerede olduğunu görebiliyor musun?
How many do you see now?
- Şimdi kaç tane görüyorsun?
I want you focus on the here and now.
- Burada ve şimdi odaklanmanı istiyorum.
I can't answer you here and now.
- Sana şimdi yanıt veremem.
Tom has probably figured out by now that Mary is John's girlfriend.
- Tom muhtemelen Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunu şimdiye kadar anlamıştır.
Now that you are here, you can help do the cleaning.
- Şimdi buradaysan, temizlemeye yardım edebilirsin.
The boarders are now away on vacation.
- Yatılı öğrenciler şimdi uzakta tatilde.
Can you please go away now?
- Şimdi gider misiniz, lütfen?
We are groping for a way out of the present situation.
- Şimdiki durumdan bir çıkış yolu arıyoruz.
In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.
- Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak.
The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
- Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
I heard a shot just now.
- Ben şimdi bir silah sesi duydum.
My immediate boss is tough to please.
- Şimdiki patronumu memnun etmek zordur.
Where do you live at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
Where are you sitting at the moment?
- Sen şimdi nerede oturuyorsun?
My mother had none of the mod cons which are available to today's housewives.
- Annem, şimdiki ev hanımlarının kullandığı ev gereçlerinin hiçbirine sahip değildi.
Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past.
- Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.
I want you to take back what you said just now.
- Ben söylediklerini şimdi geri almanı istiyorum.
He came home just now. Didn't you know that?
- O şimdi eve geldi. Bunu bilmiyor muydunuz?
That's not surprising nowadays.
- Şimdi bu sürpriz değil.
Nowadays, almost every home has one or two televisions.
- Şimdilerde neredeyse her evde bir ya da iki televizyon var.