It's good now; neither too heavy nor too light.
- O şimdi iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.
She is writing a letter now.
- O şimdi bir mektup yazıyor.
We're getting out of here in a moment.
- Hemen şimdi buradan çıkıyoruz.
I need to speak with Tom right now.
- Tom'la hemen şimdi konuşmam lâzım.
How about going to a sushi bar right now?
- Hemen şimdi bir suşi bara gitmeye ne dersin?
I'm coming to you just now.
- Hemen şimdi sana geliyorum.
Dad just now went out.
- Babam hemen şimdi dışarı çıktı.
I heard a shot just now.
- Ben şimdi bir silah sesi duydum.
For you to come out and say that kind of thing now would just be pouring oil on the fire.
- Şimdi dışarıya gelmen ve o tür bir şey söylemen yangına körükle gitmek olur.