şişkin

listen to the pronunciation of şişkin
التركية - الإنجليزية
swollen
bulging

Her pockets were bulging with walnuts. - Onun cepleri cevizlerle şişkindi.

He has bulging biceps. - Onun şişkin pazısı var.

puffy
gross
turgescent
puffed up

Her face was all puffed up. - Yüzü tamamen şişkindi.

swollen; puffed up; puffy; fully inflated
bagging
tumid
fat
swollen, bloated, puffed up
bulged
puffed

Her face was all puffed up. - Yüzü tamamen şişkindi.

bulgy
bunchy
bullate
blubber
şişkin göğüslü
(kusur) chicken breasted
şişkin kadrolu
overmanned
التركية - التركية
Şişmiş, şişirilmiş: "Ayağa kalktı, arka ayaklarını geriye itip şişkin adaleleri çekerek ... gerdi."- P. Safa
Şişmiş, şişirilmiş
(Osmanlı Dönemi) NEFFAC
şişkin
المفضلات