التركية - الإنجليزية
تعريف şeritleri في التركية الإنجليزية القاموس.
- fascias
- şerit
- tape
Do you have a tape measure I could borrow?
-Ödünç alabileceğim bir şerit metren var mı?
- şerit
- strip
Full body scanners perform a virtual strip search.
-Tam vücut tarayıcıları sanal şerit arama yapmaktadır.
Life is like a zebra; white stripe, black stripe, and the ass at the end.
-Yaşam bir zebra gibidir; beyaz şerit, siyah şerit ve en sonunda popo.
- şerit
- band
- şerit
- {i} lane
We came to a place where the road branched into two lanes.
-Yolun iki şerite ayrıldığı bir yere geldik.
Don't change lanes without signaling.
-Sinyal vermeden şerit değiştirmeyin.
- şerit
- {i} stripe
Life is like a zebra; white stripe, black stripe, and the ass at the end.
-Yaşam bir zebra gibidir; beyaz şerit, siyah şerit ve en sonunda popo.
- şerit
- ribbon
Mary wore a red ribbon in her hair.
-Mary saçlarına kırmızı bir şerit takıyordu.
- sahil şeritleri
- shorelines
- şerit
- cordon
- şerit
- (Denizbilim) king of herrings
- şerit
- fluke
- şerit
- belt
- şerit
- (Askeri) chevron
- şerit
- moulding
- şerit
- sling
- şerit
- streak
- şerit
- fringe
- şerit
- sliver
- şerit
- (Otomotiv) webbing
- şerit
- tenia
- şerit
- braid
- şerit
- strap
- şerit
- edging
- şerit
- cord
- şerit
- tapeworm
- şerit
- string
- şerit
- fascia
- şerit
- strip from
- ses kirişleri/şeritleri/telleri
- vocal cords
- Şerit
- (Tıp) fasciola
- şerit
- riband
- şerit
- lace
- şerit
- (Askeriye) stripe; chevron
- şerit
- (Askeriye) ammunition belt
- şerit
- tape, ribbon; band, belt, strip; (yol) lane; tapeworm tenya
- şerit
- strip: iniş şeridi landing strip
- şerit
- fillet
- şerit
- welt
- şerit
- spline
- şerit
- tab
- şerit
- lane (for traffic in a road)
- şerit
- ribbon; band; streamer
- şerit
- traffic lane
- şerit
- gut
- şerit
- roadway
- şerit
- (Tıp) lemniscus
- şerit
- taenia
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف şeritleri في التركية التركية القاموس.
- ŞERİT
- (Osmanlı Dönemi) Hurma yaprağından yapılan urgan
- Şerit
- tenya
- şerit
- Bir kara yolunda trafik çizgileri ile ayrılmış bölümlerden her biri. Şeritgillerden, vücudu yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve bazısı metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı, tenya, sığır tenyası, sığır şeridi, abdestbozan
- şerit
- Tayfta birbirine yakın iki dalga boyu arasında kalan parça
- şerit
- Dar, uzun parça ve özellikle dokuma veya kumaş parçası
- şerit
- Paralel ve birbirine yakın iki çizgi arasında kalan alan parçası; tayfta birbirine yakın iki dalga boyu arasında kalan parça
- şerit
- Bir kara yolunda trafik çizgileri ile ayrılmış bölümlerden her biri
- şerit
- Herhangi bir maddenin dar, düz, ince ve uzun parçası
- şerit
- Dar, uzun parça ve özellikle dokuma veya kumaş parçası: "Güzel bir şeritle künyemi göğsüme bağladım ve gittim."- F. R. Atay
- şerit
- Dar, uzun kıyı parçası
- şerit
- Herhangi bir maddenin dar, düz ince ve uzun parçası
- şerit
- Şeritgillerden, vücudu yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve bazısı metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı, tenya