Do you have a tape measure I could borrow?
- Ödünç alabileceğim bir şerit metren var mı?
The baskets they use to transport fruit are made with strips of cane.
- Onların meyve taşımak için kullandıkları sepetler kamış şeritlerinden yapılır.
Full body scanners perform a virtual strip search.
- Tam vücut tarayıcıları sanal şerit arama yapmaktadır.
When I'm in traffic, I change lanes all the time.
- Ben trafikteyken her zaman şerit değiştiririm.
We came to a place where the road branched into two lanes.
- Yolun iki şerite ayrıldığı bir yere geldik.
Life is like a zebra; white stripe, black stripe, and the ass at the end.
- Yaşam bir zebra gibidir; beyaz şerit, siyah şerit ve en sonunda popo.
Mary wore a red ribbon in her hair.
- Mary saçlarına kırmızı bir şerit takıyordu.