Do you have a tape measure I could borrow?
- Ödünç alabileceğim bir şerit metren var mı?
The pan suddenly caught fire while I was frying some strips of bacon yesterday.
- Dün biraz domuz pastırması şeritleri kızartıyorken tava aniden alev aldı.
Riparian zones are narrow strips of land located along the banks of rivers.
- Kıyı bölgeleri nehirlerin kıyısı boyunca yer alan arazinin dar arazi şeritleridir.
When I'm in traffic, I change lanes all the time.
- Ben trafikteyken her zaman şerit değiştiririm.
Don't change lanes without signaling.
- Sinyal vermeden şerit değiştirmeyin.
Life is like a zebra; white stripe, black stripe, and the ass at the end.
- Yaşam bir zebra gibidir; beyaz şerit, siyah şerit ve en sonunda popo.
Mary wore a red ribbon in her hair.
- Mary saçlarına kırmızı bir şerit takıyordu.