şer'an

listen to the pronunciation of şer'an
التركية - الإنجليزية
according to the Shari'a, according to lslamic law, canonically
şer
evil

Some people are evil. - Bazı insanlar şerdir.

The evil empire is furious. - Şer imparatorluğu çok kızgın.

şer'i
(Din) About or related to Shari'a
şer
enormity, evil
ehven-i şer
ehven-i evil
ehveni şer
the evil ehven
التركية - التركية
(Hukuk) Şeriatça
(Osmanlı Dönemi) Şeriatça, şeriata göre. Kanunca, kanuna göre
Şeriat bakımından
ŞER
(Hukuk) Kötü, fena
ŞER'
(Osmanlı Dönemi) Dalmak
ŞER'
(Osmanlı Dönemi) Cenab-ı Hakk'ın emri. Âyet, hadis, icma-i ümmetle ve kıyas-ı fukaha ile sâbit olan dinin temelleri, şeriat. Bak: Şeriat
ŞER'
(Osmanlı Dönemi) Emir ve nehy gibi hükümleri vaz' etmek
ŞER'
(Osmanlı Dönemi) Bir işe başlamak
ŞER'
(Osmanlı Dönemi) Zâhir etmek, göstermek
ŞER'
(Osmanlı Dönemi) Girmek
ŞER'AB
(Osmanlı Dönemi) Uzun
ŞER'AB
(Osmanlı Dönemi) Uzununa kesmek. Uzunlamasına yarmak
ŞER'Î
(Osmanlı Dönemi) Şeriata uygun, İslâmiyetçe makbul olan. İlâhî kanuna dair. Meşru
ŞER'Î TAKVİM
(Osmanlı Dönemi) (Bak: Takvim-i Arabî)
ŞER'İYYE
(Osmanlı Dönemi) (T) Şeriata uygun olma. Kanun ve nizamlara muvafık bulunma
şer
Kötülük, fenalık
şer
(Osmanlı Dönemi) kötülük, günahkârlık, iyi olmayan iş
şer'i
(Osmanlı Dönemi) şeriata âit, dîne uygun, İslâmi
şer'i
Şeriatla ilgili
MA'ŞER
(Osmanlı Dönemi) Cemâat, müttehid cemâat. Birinin ehil veya iyâli. İns ve cin cemaatı
MA'ŞER
(Osmanlı Dönemi) Bölük, topluluk
MECLİSİ ŞER'
(Hukuk) Yargıcın yargılama veya bir takrir dinlemek için yaptığı celse; mahkeme oturumu
ahkâmı şer'iye
(Osmanlı Dönemi) şeriatın hüküm ve kâideleri, esasları
الإنجليزية - التركية

تعريف şer'an في الإنجليزية التركية القاموس.

şer'î
şeriat ile ilgili, şeriate uygun
şer'an
المفضلات