şekerli

listen to the pronunciation of şekerli
التركية - الإنجليزية
sugared
sugary

That fat girl consumes too much sugary food. - Şu şişman kız çok fazla şekerli yiyecek tüketiyor.

A person who drinks sugary drinks on a daily basis will consume up to 23 kilograms of sugar in a twelve month period. - Günlük bazda şekerli içecekler içen bir kişi, on iki aylık dönemde 23 kilograma kadar şeker tüketecektir.

with sugar

Have you ever eaten tomatoes with sugar? - Hiç şekerli domates yedin mi?

Tom is trying to avoid drinks with sugar. - Tom şekerli içeceklerden kaçınmaya çalışıyor.

sweet

The fat girl is eating too much sweets with lots of sugar. - Şişman kız çok şekerli bir sürü şekerleme yiyor.

Tom has cut down on sweets. - Tom şekerli yiyecekleri azalttı.

(a food or drink) which contains sugar; sugared, sweetened with sugar
sweetened
saccharine
diabetic, afflicted with diabetes
sugared, sugary; diabetic
well-sugared, very sweet (coffee)
candied
(Tıp) saccharated
(Tıp) having diabetes
şeker
sugar

Please pass me the sugar. - Lütfen bana şekeri uzat.

He likes coffee without sugar. - O, şekersiz kahve sever.

şeker
candy

What surprised me most was that she didn't like candy. - Beni en çok şaşırtan şey onun şeker sevmemesiydi.

Eat up the steak and then you can have a candy. - Bifteğini bitir ve sonra bir şeker alabilirsin.

şekerli beyaz karışım
frosting
şekerli beyaz karışım ile kaplı
frosted
şeker
sweet

I'm cutting down on sweets. - Şekerlemeyi azaltıyorum.

He had cut down on sweets. - O, şekerlemeyi azalttı.

şeker
{i} drop
şeker
kiss
şeker
pretty
şeker
confection
şeker
lovely
şeker
fondant
şeker
candybar
orta şekerli
(coffee) with a middling amount of sugar in it
sıcak su ve şekerli içki
toddy
Şeker
(Tıp) saccharum
şeker
sugar candy
şeker
taffy
şeker
sucrose
şeker
sacchar
şeker
sugar; lump of sugar, sugar lump, sugar cube; candy; diabetes; sweet, pretty, lovely
şeker
darling, sweet, charming
şeker
diabetes, diabetes mellitus
şeker
sweetie
şeker
sweet and sour
التركية - التركية
Şeker hastalığı olan
İçinde şeker bulunan
İçinde şeker bulunan: "Elmalar, ferik elmaları gibi kokulu, şekerli, tatlıdır."- S. F. Abasıyanık
şekerli kahve
İçine bol şeker katılıp pişirilen kahve
orta şekerli
Ne az ne de çok şekeri olan
orta şekerli
Ne çok iyi ne de çok kötü, şöyle böyle
ŞEKER
(Osmanlı Dönemi) f. Şeker
ŞEKER
(Osmanlı Dönemi) (E) Davarın sütü çok olmak
ŞEKER
(Osmanlı Dönemi) Dolmak
şeker
Şeker kamışı, şeker pancarı, patates, havuç, mısır, buğday gibi birçok bitkilerin sap ve köklerinin öz suyundan veya nişastasından çıkarılan, birleşiminde karbon, oksijen ve hidrojen bulunan, beyaz, suda eriyen, mayalanabilen ve çoğu tatlı olan maddelerin genel adı. Şeker katılarak yapılmış lokum, akide, çikolata gibi tatlı yiyeceklerin genel adı. Şeker hastalığı. Şeker hastalığının belirtisi olan kan ve idrardaki yüksek şeker miktarı: "Yirmi gün evvel ameliyat edildiği hâlde biraz şekeri görüldüğü için henüz taburcu edilememişti."- H. Taner
şeker
Şeker katılarak yapılmış lokum, akide, çikolata gibi tatlı yiyeceklerin genel adı
şeker
Şeker hastalığı
şeker
Sevimli, cana yakın ve güzel
şeker
Şeker hastalığının belirtisi olan kan ve idrardaki yüksek şeker miktarı
şeker
kand
şeker
(Osmanlı Dönemi) SÜKKER
şekerli
المفضلات