şehri̇

listen to the pronunciation of şehri̇
التركية - الإنجليزية

تعريف şehri̇ في التركية الإنجليزية القاموس.

şehir
town

In towns, speed is limited to 50 km/h. - Şehirlerde, hız saatte 50 km ile sınırlıdır.

Do you have any sightseeing tours of this town? - Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?

şehir
city

This is the biggest hotel in this city. - O bu şehirdeki en büyük oteldir.

Tokyo is a very big city. - Tokyo çok büyük bir şehirdir.

şehri
city

Almaty is my favorite city! - Alma Ata benim favori şehrim!

They accepted him as the city's best doctor. - Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.

şehri ayağa kaldırmak
(eğlence) paint the town red
şehri gezmek
do a town
Atina şehri
Athens
şehir
{s} urban

Recreational drug use inspires many urban legends. - Eğlence uyuşturucu kullanımı birçok şehir efsanelerine ilham veriyor.

This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years. - Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.

liman şehri
haven
liman şehri
port city
şehir
province

Cities and provinces along the Yangtze River in central China are grappling with the country's worst drought in more than 50 years. - Merkezi Çin'de Yangtze nehri boyunca şehirler ve taşra 50 yıldan daha fazla bir süredir ülkenin en kötü kuraklığı ile boğuşuyor.

şehir
(Bilgisayar) home city
şehir
(Bilgisayar) city/state
şehir
(Bilgisayar) city/town
şehir
city economy
fas'ta liman şehri
port city in Morocco
n.pr. sisam (adası bzw. şehri)
n.pr. Samos (island, bzw. City)
şehir
york

New York, where my father is staying on business, is a much more dangerous city than Tokyo. - Babamın iş nedeniyle kaldığı New York, Tokyo'dan çok daha tehlikeli bir şehirdir.

New York is one of the largest cities in the world. - New York dünyadaki en büyük şehirlerden biridir.

Erika şehri
Jericho
Gomora şehri
Gomorrah
Gomora şehri
Gomorrha
Kap şehri
Cape Town
Portsmouth şehri
Pompey
Sur şehri
Tyre
bordo (frransız şehri)
bordeaux
kaplıca şehri
spa
kıyı şehri
coastal town
sahil şehri
(Askeri) sea town
sanayi şehri
industrial town
şehir
city, town kent
şehir
burg

It's the best burger in town. - Bu, şehirdeki en iyi burger.

التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Mc: Kibar, ince
(Hukuk) Aylık, ayla ilgili; şehirli, ince ve kibar kişi
(Osmanlı Dönemi) İstanbul'lu, İstanbul'da doğup büyüme
(Osmanlı Dönemi) f. Şehirli
Şehir
belde
ŞEHİR
(Osmanlı Dönemi) Meşhur. Şeref ve şan sahibi
ŞEHİR
(Osmanlı Dönemi) Alemlerce meşhur, Resul-ü Ekremin (A.S.M.) bir ismi
Şehir
(Osmanlı Dönemi) MEDİNE
Şehir
kent

Amerika'daki en tehlikeli kenttir. - Orası Amerika'daki en belalı şehir.

Güzel bir kentte yaşıyoruz. - Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.

Şehir
(Osmanlı Dönemi) CÜND
şehir
Nüfusunun çoğu ticaret, sanayi, hizmet veya yönetimle ilgili işlerle uğraşan, genellikle tarımsal etkinliklerin olmadığı yerleşim alanı, kent: "İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur diyorlar."- Y. K. Karaosmanoğlu
şehir
Nüfusunun çoğu ticaret, sanayi veya yönetimle ilgili işlerle uğraşan, tarımsal etkinliklerin olmadığı yerleşim alanı, kent
şehir
(Osmanlı Dönemi) KÜVRE
şehir
şar
şehri̇
المفضلات