şefi̇'

listen to the pronunciation of şefi̇'
التركية - الإنجليزية

تعريف şefi̇' في التركية الإنجليزية القاموس.

şefi
chief

The section chief accepted the proposal. - Bölüm şefi öneriyi kabul etti.

He is the chief of my department. - Benim bölüm şefimdir.

koro şefi
conductor

The conductor appeared on the stage. - Koro şefi sahneye çıktı.

Tom is a world-famous conductor. - Tom dünyaca ünlü bir koro şefidir.

itfaiye şefi
marshal
muhasebe şefi
(Ticaret) accounting supervisor
mutfak şefi
cuisine chief
pasta şefi
(Turizm) pastry chef
personel şefi
(Ticaret) chief of staff
polis şefi
marshal
polis şefi
police commander
şantiye şefi
(İnşaat) Construction supervisor
Kurmay Başkanı; istasyon şefi; kritik işgal kuvvetleri uzmanlığı/kritik işgal öz
(Askeri) chief of staff; chief of station; critical occupational specialty
askeri bando şefi
drum major

Tom is the drum major. - Tom askeri bando şefi.

bando şefi
bandmaster
bulaşıkhane şefi
chef steward
diplomasi temsilciliği şefi
(Hukuk) head of mission
ekip şefi
charge hand
fizik tedavi kısım şefi
(Askeri) chief physical therapist
geçici temsilcilik şefi
(Hukuk) permanent representative ad interim
görev şefi; toplama harekatları yönetimi; komutan
(Askeri) chief of mission; collection operations management; commander
güvenlik şefi
head of security
istasyon şefi
stationmaster
istihbarat şefi
news editor
kadın orkestra şefi
conductress
kasa şefi
(Ticaret) head of cash
kasaba polis şefi
sheriff
kilise korosu şefi
precentor
klan şefi
chieftain
koro şefi
chorister
koro şefi
cantor
koro şefi
director
koro şefi
coryphaeus
orkestra şefi
director
orkestra şefi
maestro
orkestra şefi
conductor

A conductor directs an orchestra. - Bir orkestra şefi bir orkestrayı yönetir.

This famous conductor lives in New York. - Bu ünlü orkestra şefi New York'ta yaşıyor.

orkestra şefi
conductor, maestro
polis şefi
superintendent
polis şefi
super
polis şefi
provost marshal
resepsiyon şefi
head of reception
reyon şefi
(Ticaret) service manager
servis şefi
(Ticaret) department chief
servis şefi
maitre d'hotel
tarikat şefi
commander
tren şefi
chief conductor
tren şefi chief conductor
(on a train)
vardiya şefi
shift boss
üretim plânlama şefi
dispatcher
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Şefaatçı. Suçların affı için yardım eden
ŞEFİ
(Hukuk) Şufa khakkı bulunan kişi; önalımcı
MİSYON ŞEFİ
(Hukuk) Diplomatik temsilciliklerin, büyükelçi, daimi temsilci, maslahatgüzar ünvanlarından birini taşıyan en üst yönetici
الإنجليزية - التركية

تعريف şefi̇' في الإنجليزية التركية القاموس.

elektrik şantiye şefi
Electrical construction supervisör, electrical construction chief
orkestra şefi
conductor
şefi̇'
المفضلات