التركية - الإنجليزية
تعريف şarlatanlık في التركية الإنجليزية القاموس.
- charlatanry
- empiricism
- sciolism
- quackery
- charlatanism, quackery
- humbug
- charlatanism
- şarlatanlık yapmak
- quack
- şarlatan
- lunatic
- şarlatan
- quack
Any society not enlightened by philosophers is fooled by quacks.
-Filozoflar tarafından aydınlatılmamış bir toplum şarlatanlar tarafından aptal yerine konulurlar.
My mom thinks the doctor is a quack.
-Annem doktorun bir şarlatan olduğunu düşünüyor.
- şarlatan
- wag
- şarlatan
- fake
- şarlatan
- empiric
- şarlatan
- phoney
- şarlatan
- charlatan, fraud, cheat
- şarlatan
- mountebank
- şarlatan
- faker
- şarlatan
- charlatan
My mother thinks that the doctor is a charlatan.
-Annem doktorun bir şarlatan olduğunu düşünüyor.
As a practitioner of craniosacral therapy, Tom is often denounced as a charlatan.
-Tom bir bedensel denge terapisi uygulayıcısı olarak, sık sık şarlatanlıkla suçlandı.
- şarlatan
- croaker
- şarlatan
- (person) who is a charlatan
- şarlatan
- charlatan, fake, quack
- şarlatan
- phony
- şarlatan
- sciolist
- şarlatan
- humbug
- şarlatan
- dabbler
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف şarlatanlık في التركية التركية القاموس.
- ŞARLATAN
- (Osmanlı Dönemi) Fr. Yalancı. Yüksekten atarak karşısındakini aldatan. Hayasız
- Şarlatan
- (Osmanlı Dönemi) EBLUK
- şarlatan
- Kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakini kandıran, dolandıran kimse
- şarlatan
- Kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakini kandıran, dolandıran kimse: "Kim namuslu, kim dalavereci, kim şarlatan, laf ebesi ve dalkavuk, biliyordu."- T. Buğra
- şarlatan
- Bilir geçinen kimse
- şarlatan
- (Osmanlı Dönemi) yalancı, yüksekten atarak karşısındakileri aldatan; hayâsız