şapkacı

listen to the pronunciation of şapkacı
التركية - الإنجليزية
maker or seller of hats, hatter
(kadın) milliner
hatter, milliner; hatter's, milliner's
hatter
milliner's
milliner
şapka
hat

That hat becomes you. - Bu şapka üzerinde iyi durdu.

He showed us a beautiful hat. - O, bize güzel bir şapka gösterdi.

şapka
{i} cap

It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters. - Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir.

Tom lost his cap, and he felt that he had to buy a new one. - Tom şapkasını kaybetti, ve yeni bir tane almak zorunda olduğunu hissetti.

şapka
{i} things
şapka
(Askeri) mast truck
şapka
colours
şapka
head

It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters. - Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir.

Tom put on his fishing vest and hat and headed for the door. - Tom balık tutma yelek ve şapkasını giydi ve kapıya yöneldi.

şapka
topee
şapka
toque
şapka
stetson
şapka
{i} coif
şapka
caret
şapka
(brimmed or visored) hat
şapka
truck (on a ship's mast)
şapka
headgear
şapka
chimney cap, chimney cowl; chimney pot
şapka
circumflex accent, circumflex
şapka
bonnet
şapka
titfer
şapka
deerstalker
şapka
busby
التركية - التركية
Şapka yapan veya satan kimse
şapka
Düzeltme işareti (^)
şapka
Boru, baca, direk gibi şeylerin açık olan üst bölümünü havanın etkisinden korumak için takılan başlık
şapka
Keçe, hasır gibi maddelerden yapılan başlık
şapka
Bazı bitkilerde, özellikle mantarlarda sapın üstünde bulunan, üreme organlarını taşıyan şapka biçimindeki organ
şapka
Keçe, hasır, kumaş, ip gibi şeylerle yapılan başlık
şapka
Düzeltme işareti
şapka
Direklerin üst uçlarına geçirilmiş yuvarlak tabla
şapka
kukuleta
şapka
kapela
şapka
kukul
şapkacı
المفضلات