It was just a joke. Lighten up!
- Sadece bir şakaydı.Aydınlat!
It was nothing but a joke.
- Bu şakadan başka bir şey değildi.
The conversation started with friendly banter but ended in bruises.
- Konuşma dostça şakayla başladı fakat morluklarla sona erdi.
Lucy was bantered by her grandparents.
- Lucy'ye büyük ebeveynleri tarafından şaka yapıldı.
Tom didn't think Mary's joke was funny at all.
- Tom Mary'nin şakasının komik olduğunu hiç düşünmüyordu.
It is impudent of you to make fun of adults.
- Belden aşağı şakalar yapman terbiyesizlik.
This had better not be some kind of prank.
- Bu bir tür eşek şakası olmasa iyi olur.
The young sorceress was ordered to turn Tom back into a human, after the teachers learned of her prank.
- Öğretmenler onun eşek şakasını öğrendikten sonra genç büyücü kadına Tom'u tekrar bir insana döndürmesi buyruldu.
Tom playfully punched Mary's arm.
- Tom şakayla Mary'nin kolunu yumrukladı.
They were so playful.
- Onlar çok şakacıydılar.
Life is a jest, and all things show it, I thought so once, and now I know it.
- Bir zamanlar hayatın bir şaka olduğunu, her şeyin de bunu gösterdiğini düşünürdüm. Artık biliyorum.
The squirrel that you kill in jest, dies in earnest.
- Şakacıktan öldürdüğün sincap ciddi olarak ölür.
That is the funniest joke that I have ever heard.
- Bu şimdiye kadar duyduğum en komik şaka.
I didn't crack any jokes.
- Ben hiç şaka yapmadım.
I can't tell if Tom is joking or not.
- Tom'un şaka yapıp yapmadığını söyleyemem.
Don't take me seriously. I'm only joking.
- Beni ciddiye almayın. Ben sadece şaka yapıyorum.
You've got to be kidding.
- Şaka yapıyor olmalısın.
You're kidding, aren't you?
- Şaka yapıyorsun, değil mi?