Everybody suspected him of bribery.
- Herkes onun rüşvet aldığından şüphelendi.
We suspected him of lying.
- Biz onun yalan söylediğinden şüphelendik.
Sami started suspecting Layla was seeing other men.
- Sami, Leyla'nın başka erkeklerle görüşüyor olduğundan şüphelenmeye başladı.
Why should you suspect me?
- Niçin benden şüphelenmen gerekiyor?
After a bit of googling, I suspect that what you said may not be true.
- Google'da biraz araştırdıktan sonra, söylediğinin gerçek olmadığından şüpheleniyorum.