ısrar etmemek

listen to the pronunciation of ısrar etmemek
التركية - الإنجليزية
no to insist (on)
ısrar et
take into ones mind
ısrar et
persist

The boy persisted in his opinion. - Çocuk fikrinde ısrar etti.

The lady persisted in wearing such an old-fashioned shirt. - Bayan böyle eski moda bir gömlek giymekte ısrar etti.

ısrar et
take into one's mind
ısrar et
insist

She insisted that I should pay the bill. - Benim faturayı ödemem gerektiği konusunda ısrar etti.

The lawyer insisted on his innocence. - Avukat onun suçsuzluğu konusunda ısrar etti.

ısrar et
importune
ısrar etmemek
المفضلات