He whistled as he went along.
- O, giderken ıslık çaldı.
Don't let him whistle.
- Islık çalmasına izin verme.
Tom heard someone whistling outside.
- Tom dışarıda birinin ıslık çaldığını duydu.
He walked down the street whistling cheerfully.
- Neşeli şekilde ıslık çalarak caddede yürüdü.