The van sped down the road.
Tom kamyonet kapısını çarparak kapattı.
- Tom slammed the van door closed.
Benim kamyonetin bir arka koltuğu yok.
- My van doesn't have a back seat.
Tom geceyi karavanda geçirdi.
- Tom spent the night in his van.
Bir spor araba istiyordum ama karım bir karavan almamızı söyledi.
- I wanted a sports car, but my wife said we needed a van.
Bu trenin eşya vagonu yok.
- This train has no luggage van.
Dan evsizdi ve minibüsünde yaşıyordu.
- Dan was homeless and lived in his van.
Evin dışında beyaz bir minibüs durdu.
- A white van pulled up outside the house.
His son took over and added medicines and perfumes, as well as fruit, flowers, sweets and a van delivery service.
Komünist Parti, işçi sınıfının öncüsüdür.
- The Communist Party is the vanguard of the working class.