üze

listen to the pronunciation of üze
التركية - الإنجليزية
to upset
üz
{f} depressing
üz
{f} depressed

Reading this philosophy book is making me depressed. - Bu felsefe kitabını okumak beni üzüyor.

Remembering it depressed me. - Hatırlamak beni üzdü.

üz
{f} chagrin
üz
{f} yearning
üz
depress

Layla slipped into a deep depression over the loss of her best friend, Salima. - Leyla, en yakın arkadaşı Salima'nın kaybı üzerine derin bir depresyona girdi.

Tom is depressed and upset. - Tom depresif ve üzgün.

üz
low

His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem. - Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.

üz
distressing

It was extremely distressing. - O son derece üzücüydü.

üz
desolate

Mary's explanations enchanted me and desolated me all at once. - Mary'nin açıklamaları beni büyüledi ve birdenbire beni üzdü.

üz
fash
التركية - التركية

تعريف üze في التركية التركية القاموس.

üz
Dokuztaş oyunu
üze
المفضلات