üyeler

listen to the pronunciation of üyeler
التركية - الإنجليزية
membership
(Hukuk) members

The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP. - Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.

All the members of the committee hate one another. - Komitenin bütün üyeleri birbirlerinden nefret ediyorlar.

member

We waved flags to welcome members of our baseball team. - Biz beyzbol takımı üyelerini karşılamak için bayrakları salladık.

All the members of the committee hate one another. - Komitenin bütün üyeleri birbirlerinden nefret ediyorlar.

üye
member

A quartet has one more member than a trio. - Bir dörtlü, bir üçlüden bir üye daha fazladır.

Yumi Ishiyama is the oldest member of Team Lyoko. - Yumi Ishiyama, Lyoko takımının en yaşlı üyesidir.

üyeler kurulu
(Hukuk) assembly of parties
üye
{i} insider
asil üyeler
(Politika, Siyaset) original members
üye
(Anatomi) organ

Tom is a member of this organization. - Tom bu örgütün bir üyesidir.

She is a member of this organization. - Bu kuruluşun bir üyesidir.

asli üyeler
(Hukuk) original members
asıl üyeler
(Hukuk) original members
geçici üyeler
(Hukuk) non permanent members
kadın üyeler
womankind
kadın üyeler
womenfolk
sonradan kabul edilen üyeler
(Hukuk) admissed members
sürekli üyeler
(Hukuk) permanent members
üye
(yeni) initiate
üye
associate
üye
(Anatomi) organ; member
üye
member (of a group)
üye
member " aza; organ
التركية - التركية

تعريف üyeler في التركية التركية القاموس.

Üye
aza
üye
Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza: "İkisi de şehrin satranç kulübü üyelerindendir."- S. F. Abasıyanık
üye
Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza
üye
Omurgalılarda, kol ve bacaklar
üyeler
المفضلات