üyeler

listen to the pronunciation of üyeler
التركية - الإنجليزية
membership
(Hukuk) members

All the members were present. - Bütün üyeler hazır bulundu.

All the members of the committee hate one another. - Komitenin bütün üyeleri birbirlerinden nefret ediyorlar.

member

All the members were present. - Bütün üyeler hazır bulundu.

All the members of the club agreed with me. - Kulübün bütün üyeleri benimle anlaştılar.

üye
member

Muiriel is the second member of Tatoeba. - Muiriel, Tatoeba'nın ikinci üyesidir.

The twelve stars on the flag of the European Union do not symbolize the twelve founding members of the union. They symbolize the Twelve Apostles. - Avrupa Birliği bayrağındaki on iki yıldız, birliğin on iki kurucu üyesini sembolize etmemektedir. O, on iki havariyi sembolize etmektedir.

üyeler kurulu
(Hukuk) assembly of parties
üye
{i} insider
asil üyeler
(Politika, Siyaset) original members
üye
(Anatomi) organ

Tom is a member of this organization. - Tom bu örgütün bir üyesidir.

I've been a member of this organization for five years. Oh wait, no. Six. - Ben beş yıldır bu organizasyonun bir üyesiyim. Oh bekle, hayır. Altı.

asli üyeler
(Hukuk) original members
asıl üyeler
(Hukuk) original members
geçici üyeler
(Hukuk) non permanent members
kadın üyeler
womankind
kadın üyeler
womenfolk
sonradan kabul edilen üyeler
(Hukuk) admissed members
sürekli üyeler
(Hukuk) permanent members
üye
(yeni) initiate
üye
associate
üye
(Anatomi) organ; member
üye
member (of a group)
üye
member " aza; organ
التركية - التركية

تعريف üyeler في التركية التركية القاموس.

Üye
aza
üye
Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza: "İkisi de şehrin satranç kulübü üyelerindendir."- S. F. Abasıyanık
üye
Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza
üye
Omurgalılarda, kol ve bacaklar
üyeler
المفضلات