ütüle

listen to the pronunciation of ütüle
التركية - الإنجليزية
iron out
{f} ironed

I ironed my handkerchiefs. - Mendillerimi ütüledim.

I ironed the handkerchief. - Ben mendili ütüledim.

{f} iron

The shirt needs ironing. - Gömleğin ütülenmesi gerekiyor.

Tom ironed his shirt. - Tom gömleğini ütüledi.

ironout
ütülemek
{f} iron

Their job is to iron clothes. - Onların işi giysileri ütülemek.

I had to iron his shirts again! It's the last time! - Bu gömleği yine ütülemek zorunda kaldım! Son kez!

ütülemek
to iron, to press
ütülemek
crease
ütülemek
sealing
ütülemek
iron out
ütülemek
seam adhesion
ütülemek
scorch
ütülemek
(Tekstil) pressing
ütülemek
press
ütülemek
hot-press
ütülemek
to singe (poultry, etc.)
ütülemek
to iron or press (clothes, etc.)
التركية - التركية

تعريف ütüle في التركية التركية القاموس.

ütülemek
Alevde tüylerini ya da kabuğunu yakıp gidermek
ütülemek
Alevde tüylerini veya kabuğunu yakıp gidermek
ütülemek
Alevde tüylerini veya kabuğunu yakıp gidermek: "Çakmak kıvılcım çıkardı, çıkarmasıyla pof diye gaz parladı ve zaten seyrek olan kirpiklerimi ütüledi."- B. Felek
ütülemek
Ütü ile buruşukluklarını gidermek
ütülemek
Ütü ile buruşukluklarını gidermek: "Bir erkek hizmetçisini sevse, ondan daha iyi kimsenin çamaşır ütüleyemeyeceğine inanır."- R. H. Karay
ütüle
المفضلات