üstlenmiş

listen to the pronunciation of üstlenmiş
التركية - الإنجليزية
assumes
third-person singular of assume
üstlen
undertake

Everything I undertake goes wrong. - Üstlendiğim her şey ters gidiyor.

The directors were reluctant to undertake so risky a venture. - Yönetim kurulu üyeleri çok riskli bir girişimi üstlenmeye isteksiz.

üstlen
{f} undertaken
üstlen
{f} undertaking
üstlen
undertook

I undertook responsibility for him. - Ben onun için sorumluluk üstlendim.

He undertook a great deal of work. - Büyük bir iş üstlendi.

üstlen
commit

My friend ended up taking the rap for a crime he didn't commit. - Arkadaşım işlemediği bir suç için sorumluluk üstlenmeyi bitirdi.

üstlenmiş
المفضلات