üstesinden gelebilmek

listen to the pronunciation of üstesinden gelebilmek
التركية - الإنجليزية
be up to
plot to -, scheme to -; be prepared to -, be ready to -; be able to -
üstesinden gel
{f} tackle
üstesinden gel
overcome

How to overcome the high value of the yen is a big problem. - Yüksek yen değerinin nasıl üstesinden gelineceği büyük bir sorundur.

We have managed to overcome the first obstacle. - İlk engelin üstesinden gelmeyi başardık.

üstesinden gel
overcame

Peter overcame a lot of difficulties before succeeding as a doctor. - Peter doktor olmayı başarmadan önce birçok zorluğun üstesinden geldi.

Tom finally overcame his shyness and asked Mary to go out with him. - Tom sonunda utangaçlığının üstesinden geldi ve Mary'nin onunla çıkmasını istedi.

üstesinden gel
bring off
üstesinden gel
surmount
üstesinden gel
bring#off
üstesinden gelebilmek
المفضلات