üstesinden gelebilmek

listen to the pronunciation of üstesinden gelebilmek
التركية - الإنجليزية
be up to
plot to -, scheme to -; be prepared to -, be ready to -; be able to -
üstesinden gel
{f} tackle
üstesinden gel
overcome

We have managed to overcome the first obstacle. - İlk engelin üstesinden gelmeyi başardık.

We have to overcome many difficulties. - Birçok zorluğun üstesinden gelmek zorundayız.

üstesinden gel
overcame

Peter overcame a lot of difficulties before succeeding as a doctor. - Peter doktor olmayı başarmadan önce birçok zorluğun üstesinden geldi.

Eventually, my curiosity overcame my fear. - Sonunda merakım korkumun üstesinden geldi.

üstesinden gel
bring off
üstesinden gel
surmount
üstesinden gel
bring#off
üstesinden gelebilmek
المفضلات