How to overcome the high value of the yen is a big problem.
- Yüksek yen değerinin nasıl üstesinden gelineceği büyük bir sorundur.
They can overcome their fear.
- Onlar korkularının üstesinden gelebilirler.
Tom finally overcame his shyness and asked Mary to go out with him.
- Tom sonunda utangaçlığının üstesinden geldi ve Mary'nin onunla çıkmasını istedi.
Five of them attacked me, but I overcame them all.
- Onlardan beşi bana saldırdı ama onların hepsinin üstesinden geldim.