Carry the bags upstairs.
- Çantaları üst kata taşı.
I saw him coming upstairs.
- Onu üst kata gelişini gördüm.
That fastball was upstairs for a ball.
They can sleep in the upstairs bedroom.
We heard someone go upstairs.
- Birinin üst kata gittiğini duyduk.
The bedrooms are upstairs.
- Yatak odaları üst kattadır.
The nurse moved the patient to the top floor of the hospital.
- Hemşire hastayı hastanenin üst katına taşıdı.
He rented a room on the top floor in order to enjoy a good view.
- O iyi bir manzaranın tadını çıkarmak için üst katta bir oda kiraladı.