The timid man trembled with fear.
- Ürkek adam korkuyla titredi.
He's as timid as a rabbit.
- O, bir tavşan kadar ürkek.
Tom was really shy and nervous.
- Tom gerçekten utangaç ve ürkekti.
Tom's nervousness was noticeable.
- Tom'un ürkekliği fark edilebiliyordu.
Why are you so jumpy?
- Neden bu kadar ürkeksin?
I don't know why you're all so jumpy.
- Neden hepinizin bu kadar ürkek olduğunu bilmiyorum.
Tom's squirrel is not shy at all. He even stole nuts from right under my nose!
- Tom'un sincabı hiç ürkek değil. Hatta o burnumun dibinden fındık çaldı.
This squirrel is not shy.
- Bu sincap ürkek değil.
I haven't seen this spooky enemy before!
- Daha önce bu kadar ürkek düşman görmedim!