Man is the only creature that consumes without producing. He does not give milk, he does not lay eggs, he is too weak to pull the plough, he cannot run fast enough to catch rabbits.
- İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.
He went to America for the purpose of learning a new method of producing crops.
- Mahsulleri üretmek için yeni bir yöntem öğrenmek amacıyla Amerika'ya gitti.
Nuclear power is used to generate electricity.
- Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
We're trying to generate business.
- Biz iş üretmeye çalışıyoruz.
Nuclear power is used to generate electricity.
- Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
Nuclear power plants rely upon the fission of uranium to generate heat.
- Nükleer enerji santralleri, ısı üretmek için uranyum fizyonuna dayanır.
Between them, India and Brazil produce over half the world's papaya.
- Onların arasında Hindistan ve Brezilya dünyanın papayasının yarısından daha fazlasını üretmektedir.
You should try to produce grammatical sentences.
- Dil bilgisi açısından doğru olan cümle üretmek için çalışman gerekir.
The company manufactures a variety of paper goods.
- Şirket, çeşitli kağıt ürünleri üretmektedir.
Robots are used to manufacture cars.
- Robotlar araba üretmek içindir.
Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?
- The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?
This chemical will prevent germs from breeding.
- Bu kimyasal mikropların üremesini engeller.
To the best of my knowledge, this chemical will prevent germs from breeding.
- Bildiğim kadarıyla, bu kimyasal mikropların üremesini engelleyecek.
The manufacturing process has been streamlined.
- Üretim süreci geliştirildi.
This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
- Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.
To produce a good book, the eraser is often more important than the pencil.
- İyi bir kitap üretmek için, silgi kalemden genellikle daha önemlidir.
As a general rule, it's simple to criticize, but difficult to produce alternative suggestions.
- Genel bir kural olarak, eleştirmek kolaydır ama alternatif öneri üretmek zordur.
You will have to incubate the eggs artificially.
- Yumurtaları yapay olarak üretmek zorunda olacaksın.