The date of manufacture is shown on the lid.
- Üretim tarihi kapağın üzerinde.
The date of manufacture is shown on the lid.
- Üretim tarihi kapağın üzerinde yazıyor.
Tom was hired to supervise the production of Mary's music video.
- Tom Mary'nin müzik video üretimini denetlemesi için işe alındı.
Is early medieval glass production a continuation of Roman glass technology?
- Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır?
Thanks to technological innovations, maximum outputs of the factory have doubled.
- Teknolojik yenilikler sayesinde, fabrikanın maksimum üretimi iki katına çıktı.
Despite a shortage of steel, industrial output has increased by five percent.
- Çelik sıkıntısına rağmen, sanayi üretimi yüzde beş arttı.
Fully automatic story generation remains an unsolved problem for computer scientists.
- Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilim adamları için çözülmemiş bir sorun kalmaya devam etmektedir.
In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
- Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
Wood is the raw material for making paper.
- Odun, kağıt üretimi için bir hammaddedir.
In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
- Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
This factory's productive capacity is 250 cars a week.
- Bu fabrikanın üretim kapasitesi haftada 250 araçtır.
In November, olives are harvested from the trees to make oil.
- Kasımda yağ üretimi için zeytinler hasat edilir.
The manufacturing process has been streamlined.
- Üretim süreci geliştirildi.
We are planning changes to the manufacturing process.
- Biz üretim sürecinde değişiklikler planlıyoruz.