üniversiteli

listen to the pronunciation of üniversiteli
التركية - الإنجليزية
colleger
(someone) who is attending a university
undergraduate
collegian
undergraduate student
university student
gown
üniversite
university

Harvard University was founded in 1636. - Harvard Üniversitesi, 1636'da kuruldu.

Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it. - Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.

üniversite
college

The girl talked to her parents about her college life in Tokyo. - Kız, ebeveynlerine Tokyo'daki üniversite hayatından bahsetti.

We cannot decide whether to go to college or not. - Üniversiteye gidip gitmeyeceğimize karar veremeyiz.

üniversite
(Argo) uni

My university friend is against terror. - Üniversite arkadaşım terör karşıtı.

You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job. - Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.

üniversiteliler
university students
üniversite
slang bar; nightclub; place of amusement
üniversite
slang brothel, cathouse
üniversite
varsity
التركية - التركية
Üniversite öğrencisi
üniversite
Üniversite veya evrenkent, yüksek düzeyde eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapan fakülte, enstitü, yüksekokul vb. alt bölümlerden oluşan ve öğrencilerin belirli ihtisaslar kazandıran öğretim ve araştırma kuruluşu
üniversite
Bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip, yüksek düzeyde eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapan fakülte, enstitü, yüksek okul ve benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan öğretim kurumu: "Avrupa'nın meşhur üniversitelerini sayar mısınız?"- F. R. Atay
üniversite
darülfünun
üniversite
(Osmanlı Dönemi) dârülfünün
üniversiteli
المفضلات