Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
- Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
Pakistan is a Muslim country.
- Pakistan Müslüman bir ülkedir.
This country remains the land of the free because there are so many brave to fight for it.
- Bu ülke onun için mücadele edecek çok sayıda kahraman olduğu için özgürlerin ülkesi olarak kalmaya devam edecektir.
The travelers came from many lands.
- Birçok ülkeden gezgin geldi.
Many nations had signed the treaty in 1997 in Kyoto, Japan.
- Birçok ülke Kyoto, Japonya'da 1997 yılında antlaşma imzaladı.
America fancies itself the world's freest nation.
- Amerika, kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğundan hoşlanıyor.
It's the second-coldest region in the country.
- Bu, ülkede ikinci en soğuk bölgedir.
It's the coldest region in the country.
- Bu ülkede en soğuk bölgedir.
That country broke off diplomatic relations with the United States.
- O ülke, Amerika Birleşik Devletleri ile diplomatik ilişkileri kesti.
While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
- İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
Tell me what's happening back home.
- Bana ülkemde ne olduğunu söyle.
He left his hometown on a cold morning.
- Soğuk bir sabahta ülkesini terk etti.
The territory of the country Curacao consists of the islands Curacao and Little Curacao.
- Curaçao ülkesinin toprakları, Curaçao ve Little Curacao adalarından oluşur.
The king's realm was terrorized by a dragon.
- Kralın ülkesi bir ejderha tarafından terörize edildi.
The defeated army retreated from the country.
- Yenilmiş ordu ülkeden geri çekildi.
Banks across the country had closed their doors.
- Ülke genelinde bankalar kapılarını kapamıştı.
It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
- Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.